Geleceğin Ağaçları
Gelecekte her şey değişecek demiştik. Bunlardan biride Atmosferden karbondioksit toplayan yapay ağaçlar. Otobanlarda, yollarda ve daha bir çok yerde karşılaşacağız!
Renksiz, kokusuz ve tamamen doğal bir gaz olabilir ama karbondioksit bize birçok sorun yaratmaya başladı. Atmosferin yalnızca küçük bir bölümünü oluşturur (tüm gazın hacimce %0.04'ü veya milyonda 395 parça) ancak Dünya’nın sıcaklığı üzerinde çok büyük bir etkisi vardır. Bilim insanları sera gazının önüne geçebilmek için havadan karbondioksidi emebilecek ve zararsız hale getirebilecek yollar arıyorlar. Eğer işe yararsa, sadece atmosferi soğutmanın ötesinde, gezegeni jeomühendislik yapmanın birkaç yolundan biri olacak. Her nefes verdiğimizde, diğer tüm metabolik yaşam formları gibi karbondioksit salıyoruz. Bu arada, bitkiler ve algler gibi fotosentetik organizmalar karbondioksit alır ve oksijen yayar. Bu denge, atmosferde karbon dioksit olmadığında soğuk bir -18C (0F) ile karşılaştırıldığında, gezegeni rahat bir şekilde ortalama 14C (57F) sıcaklıkta tuttu.
Saldığımız karbondioksit, iklimi, rüzgarı ve yağış düzenini değiştiriyor, okyanusları asitlendiriyor, bitki ve hayvanların yaşam alanlarını ısıtıyor, buzulları ve buz tabakalarını eritiyor, orman yangınlarının sıklığını artırıyor ve deniz seviyelerini yükseltiyor. Ve bu işi o kadar hızlı yapabiliyor ki, hayvanların ve bitkilerin yeni koşullara adapte olmak için zamanları olmayabilir. İnsanlar evrime güvenmek zorunda kalmayacak, ancak şehirlerimiz, yaşayış şeklimizi, kıyafetlerimizi, areaçlarımızı, ayakkabılarımızı ve yemeğimizi üretebilmek ve yapabilmek için yeni yollar bulmamız gerekecek. Ve bu tüm bahsettiklerimiz değişecek. Mesela gıda olarak yapay et tüketilebilinecek, şehirlerimizde W 300 kulesi gibi atmosferden karbondioksit emebilecek yapılar yapılacak. Elbette bugün veya yarın karbondioksit salmayı kesmeyeceğiz, bilimsel araştırmalara göre bu gidişatımıza bakılarak gelecekte ortalama sıcaklığın 3 derece daha fazla artmasına sebep olacak. Bu nedenle, atmosferden karbondioksiti uzaklaştırmanın yollarını bulma fikri. Bunu yapmanın bir yolu, çok fazla karbondioksit emen ve depolayan bitkiler yetiştirmektir.
Ancak bu bitkilerin sayısını arttırabilmek için toprağa ihtiyaç vardır. “Dünayada topraktan bol ne var?” diyebilirsiniz. Ancak zaten büyük bölümünü yerleşim, hayvancılık, tarım ve gıda, sanayi gibi bir çok konu için kullanılıyor. bu yüzden gezegene ne kadar orman sığdırabileceğimizin bir sınırı var. Son yıllarda enerji santrallerinde karbondioksitin kaynağından uzaklaştırılması için girişimlerde bulunulmaktadır. Karbondioksit gazını atmosferden toplamaktan bahsediyoruz ama zaten orada olan gaz ne olacak? Karbondioksitin atmosferden uzaklaştırılmasındaki sorun, bu kadar düşük bir konsantrasyonda bulunmasıdır. Örneğin bir enerji santrali bacasında, nispeten az miktarda egzoz havası içinde %4–12 konsantrasyonlarında karbondioksit bulunur. Gazı çıkarmak çok fazla enerji gerektirir, bu nedenle pahalıdır, ancak mümkündür. Atmosferdeki karbondioksitin %0.04'ünü çıkarmak için çok büyük hacimlerde havanın işlenmesi gerekir. Sonuç olarak, çoğu bilim insanı bu fikre karşı çıktı.Sahte plastik ağaçlar Fizikçi ve mühendis Klaus Lackner yapay ağaçlar yapıyor ama oturma odalarını ve lobileri süsleyen türden değil. Otobanların kenarlarında dev boyutlarda atmosferden karbondioksit toplayan yapay ağaçlardan bahsediyoruz. Bu ağaçlar noraml yani doğal ağaçlardan 1000 kat daha verimli olacaklar.
Dünyadaki insanlar her yıl 36 milyar metrik ton CO2 üretir ve CO2 atmosferde ısı tutan bir sera gazıdır.Merkezin direktörü Lackner, CO2'nin havada birikme veya “birikme” şekli nedeniyle, dünya bugün karbon emisyonlarını büyük ölçüde azaltacak olsa bile, güvenli bir aralığa geri dönmenin çok uzun zaman alacağını söyledi. Lackner, halihazırda yüksek olan küresel karbondioksit seviyelerini dengelemek için yapay ağaçları geliştirdi. Bu ağaçlar doğal ağaçlara benzemiyor — yaprakları veya dalları yok. Ancak atmosferdeki karbondioksiti emerek benzer bir şekilde çalışırlar. Mevcut teknoloji, yakalanan karbondioksiti geri dönüştürebilir ve onu yakıt yapmak için bir kaynak olarak kullanabilir ve karbon emisyonlarının “döngüsünü kapatabilir” dedi.
Lackner’in cihazı, karbondioksitin atmosferden etkili bir şekilde yakalanabileceğini gösteriyor. Ancak Lackner, yakalanan karbondioksiti tekrar sıvı yakıtlara dönüştürebilecek ve esasen yeni enerji üretmek için karbon emisyonlarını yeniden kullanabilecek bir teknolojinin var olduğunu söyledi. Görüntü, Klaus Lackner’in izniyle.”O zaman tekrar yakıt üretecekleri noktadayız” dedi. “Teknolojiler var. O kadar da gelişmiş değiller, çünkü kimsenin bunu yapmak için iyi bir nedeni yoktu, ama kesinlikle varlar, nasıl yapacağımızı bilmediğimiz bir şey değil” dedi. Bu, “yenilenebilir enerjinin sisteme gerçekten nüfuz etmesini mümkün kılacaktır” dedi. Sorun şu ki, [karbondioksit] hemen zarar vermiyor, kokmuyor, görünmez ve bu yüzden insanları ikna etmek zor. İnsanlar bir galon benzini her yaktıklarında 20 kilo karbondioksit saldıklarının farkında değiller çünkü bu görünmez” dedi.Lackner, “Sanırım anlamadığımız bir şeyle oynuyoruz ve kolay çıkış yolu [fazla karbon emisyonunun] olmasına izin vermemek” dedi.
Gerçek ağaçların diğer avantajları, gerçek ağaçlar sadece CO2 alıp oksijen verdikleri için faydalı değildir. Ekonomik olarak, ağaçlar ve ağaç dikimleri, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, dünya genelinde binlerce kişiye istihdam ve geçim fırsatları sağlamaktadır. Bu aşamada, sahte ağaçların devreye girmesi ve karbon yakalama ve depolamanın yanı sıra tüm bu faydaları sağlaması zor. Şu an bile sahte aağaçlarla küresel ısınmanı ve iklim değişiklşiğinin öönüne geçilşebilmesi muamma. Yani biz teknoloji ile geleceğimiz hakkında kumar oynuyoruz diyebiliriz. Biz hem suçluyuz hem de güçlü. Böyle bir şey yok. Doğa bizden daha güçlü bizde güçlü ve doğru olanın yani doğanın yanında olmalıyız. Doğanın bi dalı koptuysa ona yardım etmeliyiz. Geçmişimize bakarsak diktiğimiz ağaçlarla vs. doğaya yardım ettik ve doğada nükleer patlamaların sebep olduğu Çernobilde doğa için 10 yıl gibi inanılmaz bir sürede kendini yenileyerek bize yine yardım etti. Ama şimdilerde ne yapıyoruz?